Günümüz de hemen hemen her ailede dijital kameralar bulunuyor ve bu kameralar ile de doğum anını görüntülerim diyen aileler olabiliyor. Saygı duyuyor ama tüm tecrübeme dayanarak bunun hayal ettikleri gibi olmayacağını söylemek istiyorum. Doğum fotoğrafları çekmek için çok ciddi tecrübe, alışkanlık, bilgi, birikim gerekiyor. Aynı zaman da sağlık ve tıbbi etik anlamında da donanımlı ve tecrübeli olmak gerekiyor. 9 yıl bu sektör de çalışmış biri olarak bu konuda kendimi şanslı görüyorum. Doğum fotoğraflarının çekildiği ilk yıllara göre doktorların, hastanelerin doğum fotoğrafçılarına alışmış olsa da genel kuralların değişmediğini bilmek gerekiyor. Bu konu da önerim hastanenin hijyen ve diğer kurallarını çok iyi bilmek. Çekim yapılacak alanlar da son derece uygun hareket etmek.
İletişim : GSM - 535 718 50 68
Doğum Fotoğrafı Nasıl Çekilir?
Doğum fotoğrafı nasıl çekilire başlamadan önce doğum fotoğrafı çekecek fotoğrafçının 24 saat çalışma saati olacağını bilmesini gerekir. Bugün havam da değilim gidemem, çekim yapamam , kar yağıyor fırtına var vb lüksü yok. Her doğumun birbirinden farklı olduğunu, çok zevkli, çok, heyecanlı çok da yorucu olduğunu bilmesi gerek. Fotoğrafçının kan korkusu , ameliyathane korkusu olmamalı serinkanlı olmalı.
Doğum fotoğrafı çekilecek hastanenin kuralları önceden öğrenilmeli hangi alanlara girilip hangi alanlara girilemeyeceği mutlaka edinilmesi gereken bilgilerdendir. Asla başka hastanelerle karşılaştırma yapılmamalı her hastanenin akreditasyon ve ISO kurallarının farklı olduğu bilinmelidir. Fotoğrafçı bütün steril alanları bilmeli, ona göre hareket emelidir. Doğum fotoğrafları çekebilmek için dijital bir kameraya bu kamerayla uyumlu lenslere ve fotoğrafçının temel fotoğraf bilgisine sahip olduğunu varsayarak yazıyorum.
Ameliyathane de veya diğer alanlar da temel kompozisyon kuralları, alan derinliği vb temel fotoğraf tekniklerini de yazmıyorum. Zaten doğum fotoğrafı çekmeyi planlayan kişiler bu eğitimleri almış kişilerdir.
Normal doğum ya da sezaryen olsun ameliyathane ortamı oldukça aydınlık bir ortamdır. Bir fotoğrafçının en büyük silahının ışık olduğunu düşünürseniz net ve harika fotoğraflar çekememek için hiçbir sebep yok. ISO değerini çok iyi ayarlamalı ve uygun ISO ile çekim yapılmalıdır. Düşük diyaframlı 2,8 ya da daha düşük lensler doğum için son derece başarılıdır. Ben uzun yıllar 50 mm lens ile çekim yaptım ama şimdi 24-105 lensim vazgeçilmezim. Hem bebek odasında hem ameliyathane de flash kullanımı kesinlikle yasaktır!… Hele bebek doğduktan sonra asla flash kullanılmamalı kullanan aile büyükleri vb de varsa uyarmayı borç bilmeli fotoğrafçı.
Diyafram öncelikli moda çekim yapmak yine kişisel tercihim ama yeni başlayan kişiler kesinlikle bu modu kullanmalı. Manüel çekimler de ayarlar çok özenli yapılmalı. Yeni başlayanlar sıklıkla seri çekimi kullanır . Ama art arda çıkan kareler birbirinin aynısıdır bunu fotoğrafçı çok iyi algılamalı.
Doğum anın da önemli olan bebeğin çıktığı ilk anlar, göbek kordonu kesilmeden çekilen kareler ve sonrasın da ilk ağlamanın olduğu andır. Bu süreye kadar geçen zaman da fotoğrafçı beklemelidir. Bebeğin ağladığı ana kadar mümkünse hatta tüm çekim esnasında konuşulmamalı, poz verin vb gibi sözler sarf edilmemeli, işin ehli olarak son derece profesyonel çekim yapılmalıdır. İster sezaryen ister normal doğum olsun bir bebeğin sağlıkla ağladığı ana kadar geçen süre hem hekim, hem de ameliyathane de bulunan diğer kişiler için en özel ve stresli anlardır. Bazen bebekler sağlıkla doğmayabilir. Bu anlar da çekim bırakılmalı ve stres anları çekilmemelidir.
İkiz ya da üçüz doğumlar da tüm bebekler doğduktan sonra bebeklerin yanına giderek çekim yapılmalıdır.
Bebek doğduktan sonra bebeğin aspire edilmesi ( solunum yolunun özel bir hortum ile temizlenmesi) vb anların çekiminin yapılması bazı çocuk hekimleri tarafından tercih edilmemektedir. Kişisel olarak da çok kanlı, acı veriyormuş hissi uyandıran an fotoğraflarını prensip olarak çekmiyorum ve çekilmemesi gerekliliğine inanıyorum. Bu bilgi aileler ile paylaşılmalı ve ailelere sorulmalıdır. Sonuçta bazı aileler ilk aşısı dahil bir çok kareyi isteyebilmektedir.
Bebek odası ameliyathaneye göre daha rahat hareket edilebilen bir ortamdır. Burada yine ışık göz önünde bulundurularak çekimler yapılmalı özel poz vb durumlara girilmemeli mümkünse en doğal anlar tercih edilmelidir. Bebeğin ilk bakımları bittikten sonra anne odasına gelinceye kadar bebek odasın da dinleneceğinden bebek odası daha fazla rahatsız edilmemelidir. Bebek anne ile buluştuğu ilk an vb çekimler de yine odanın ışığına göre çekimler yapılmalı , mümkünse çok sessiz olunmalıdır. İlk emme anı oldukça özeldir ve bazen bebekler emme de başarılı olamamaktadır. İlle de ilk emme anını çekeceğim gibi olmazsa olmaz fikirlere fotoğrafçı kapılmamalıdır.
Sancılı bekleyişler yerini sevinç gözyaşlarına bırakırken fotoğrafçı çekimi tamamlamalıdır.
Doğum Fotoğrafçısı Nasıl Seçilir?
Her şeyi sorduğumuz Google ile işe başlarız değil mi? Hemen “ doğum fotoğrafçıları” araması yaparak önümüz de listelenen bir sürü isim ve siteye tıklamaya başlarız.
Sitesi en güzel ve en profesyonel olanı mı seçeceğiz ? Hayır. Bu işi öyle güzel yapan profesyonel tasarımcılar var ki yurt dışı ve yurt içi diğer sitelerden toplama etkilenme vb ile güzel bir portfolyo hazırlayarak muazzam bir site yaratabilir. Sadece web sitesine bakarak karar vermemek gerekir.
Doğum fotoğrafçısının temel fotoğraf eğitimini almış olduğunu kabul ediyoruz fotoğrafçı seçerken. Zaten web sitesin de bu kişinin çalışmalarına ait sergileri, katıldığı organizasyonları vb görerek tarzı hakkın da bilgi sahibi olabiliriz. Ama yine de eğitimli ve alanında uzmanlaşmış kişileri seçmek daha doğru olacaktır.
Doğum fotoğrafçısının tecrübesi, toplam kaç doğum fotoğrafladığı sormamız gereken ilk bilgidir bana göre. Tecrübeli olmayan biri ile çalışmak risklidir, fotoğraf dışın da hastane ortamına uyum ve aşinalık konusun da sağlık ekibine sıkıntı yaşatabilir.
Nasıl fotoğraflar istediğinizi, doğum fotoğrafçınızın örnek fotoğraflarına ya da web sitesine bakarak beğendiğiniz tarzda çekimi belirtmelisiniz. Doğumun tekrarı yok ancak diğer bebekte…
Genel de sık yapılan yanlışlardan birisi doğum fotoğrafçılarının oluşturduğu paketlere göre çekim planın belirlenmesi. Doğum fotoğrafçısı seçilirken bana göre paket seçiminden ve baskı sayısından ziyade çekilen fotoğrafların fotoğrafçının tarzını yansıtabilmesi önemlidir. Sizin en özel anınızı duygusal bir hikayeye dönüştürebilmesidir. Yeter ki görebilen bir göz vizörden bakarken kalbi ile fotoğraf çekebilsin. Zaten fotoğrafçınızın çektiği tüm fotoğrafları yüksek çözünürlükte DVD ile sizin basacağınız şekilde vermesi zaten gerekir. Siz istediğiniz fotoğrafı basarsınız.
Doğum şekliniz, doğumu yapacağınız hastane, doktorunuz vb konuları doğum fotoğrafçınız ile en baştan konuşmanız gerekir. Doğum fotoğrafçınıza 24 saat ulaşabilme şansınız olup olmadığını öğrenin. Doğum normal olacaksa son dakika da kimse ortada kalmak istemez!. Yine doğum fotoğrafçısı seçerken çekimi kimin yaptığını mutlaka sorgulayın. Bazen sizin istediğiniz doğum fotoğrafçısı yerine karşınız da bambaşka kişiler olabilir . Çekim için kimi istiyorsanız mutlaka bunu belirtin. Tek çalışan bir fotoğrafçı bazen acil durumlar yaşayabilir bu durumlar da yedek planının olup olmadığını öğrenin.
Doğum çekimi için gereken izinlerin sizin tarafınızdan alınacağını unutmayın. Fotoğrafçı ve doğum fotoğrafları çekimini mutlaka doktorunuz ile konuşun. Bazı doktorlar çekimi ve fotoğrafçıyı kabul etmeyebilir. Doktor kabul etse hastane etmeyebilir. Karar vermekte zorlandığınız fotoğrafçılar söz konusu olduğunda doktorunuza danışabilirsiniz. Günümüz de hemen hemen her doktor mutlaka doğum fotoğrafçıları ile doğum gerçekleştirmiştir. Doktorunuzun yine tercih ettiği etmediği fotoğrafçılar olabilir. Yine doğum fotoğrafçınızın tercih ettiği, etmediği hastaneler olabilir. Bu konulara önem gösterin.
Her zaman söylediğim bir söz ile yazıyı tamamlamaya çalışacağım. Erkeklerin askerlik anıları, kadınların doğum anıları bitmez. Bu sebepledir ki hayatınızın en duygusal en özel anınız da yanınızda olacak fotoğrafçının enerjisine, hayata bakışına ve değerlerini ayrı açıdan değerlendirin. Her anne adayının bunu hissettiğine eminim. Bu gelen ilk mail ya da konuşulan ilk telefon olsa bile…
Anders Petersen der ki:
“Fotoğrafın ne olduğu hakkında bir fikrim yok. Bunun üzerine de düşünmüyorum. Görsel unsurların entelektüel bir yaklaşımla birleştirilmesiyle fotoğrafın oluştuğuna inanmıyorum. Fotoğraf içinizden, yüreğinizden gelir, en ilkel, en hayvani içgüdü ve duygularınıza dayanır; açlık, susuzluk gibi… Aynı zamanda çocukça bir duygu ve eğlencedir, basittir, çocukça bir merak ve heyecandır. Çocuk olmak, çocuk kalmak kolay bir iş değildir, etrafınıza çocukça gözlerle bakmaya çalışın, çocuk gözlerinizi koruyun, çocuk merakınızı koruyun. Fotoğraf eğlenerek çekilir, eğlence yoksa fotoğraf da yoktur.”
Gamze Vardar olarak fotoğraflarım da heyecanımı, duygularımı yansıtıyorum. Çektiğim her karenin toplamından ben sorumluyum biliyorum. Herkesin kalbindeki fotoğrafı çekebilmesi dileğimle,
İletişim : GSM - 535 718 50 68